NEDEN ÖNCE KUR'AN

 NEDEN ÖNCE KUR'AN

Bizler Allah'ın resulünü eleştirmiyoruz. Buna Ne hakkımız ne de iznimiz vardır. Bizler inanmışız ki o Kur'an'dan başka söz söylemez. 

Necm suresinde şöyle ifadesini buluyor,

"1. Aşağı doğru kayan¹ yıldıza Andolsun ki,

2. Arkadaşınız (Muhammed) ne saptı ne de azıttı.

3. O, hevesine/arzusuna göre konuşmaz.

4. O/Kur’an, kendisine vahyedilenden başka bir şey değildir.

5. Onu ona çok güçlü olan öğretti."

O halde söylediklerini Kur'an'da buluruz ve bulmalıyız.

Birkaç olayda kendi iradesiyle verdiği kararlarda kısmen ters düştüğünde ise Kur'an'da da ifadesini bulan ikazlara muhatap olmuştur. Demek ki başka hataları olsa Allah hemen ikaz edecekti. Mesela Nur suresi 11. ayet ile 18. ayetler arası "İfk olayını" anlatır ki burada bir ikaz vardır. Abese suresi ilk 11 ayet gözleri görmeyene karşı gösterdiği tavırla ilgili bir ikazdır. Bunlar kasıtlı gösterilmiş hatalar değil, peygamberimiz olayların çözümü için makul gördüğü tavırlar olmakla beraber Allah daha doğrusunu ikaz ediyor.

Peki o zaman şu an hadis diye söylenen ve kuranla hiç uyuşmayan sözler eğer peygamberimizden çıksaydı demek ki ikaz alırdı ve bu ikaz da kuranda olurdu. Yoksa demek ki o davranışlar veya sözler  peygamberimize ait değil. Tabi burada kalkıp demek ki doğru ki ikaz gelmemiş derse biri o da abesle iştigaldir. Zira Allah kendi neyi eksik yazmış ki onu peygamber sözü ile tamamlamış olsun. "O, hevesine/arzusuna göre konuşmaz. O/Kur’an, kendisine vahyedilenden başka bir şey değildir." (Necm 3-4) dendiği gibi ne demişse ona vahyedilendir. Vahiy de kuranda olandır. Kuranda yoksa vahiy değildir. Vahiy değilse o dememiştir. Bu kadar basit.

Hele bir de Allah biz hiçbir şeyi eksik bırakmadık diyor. O halde neyi tamamlayacak. ".......Biz Kitap'ta hiçbir boşluk/hiçbir şeyi eksik bırakmadık...." (En’âm 38)

Peki bu durumda biz itiraz ettiğimiz sözlerle  Resulü eleştirmiş olmuyor muyuz? Hayır.

Zira bizim itirazımız onun söylediği söylenen ama Kur'an'a ters olan Kur'an'da hüküm konmadığı halde onun ağzından konulan hükümlere. Peki neden? Yukarıda söyledik. O Kur'an'dan başka konuşmaz. Konuştuğunda ters düşerse ikaz edilir. O halde şu anda ondan geliyor diye Kur'an'a ters söylenenler uydurulmuştur. O söylememiştir. Eğer o söylemiş olsaydı ikaz alırdı. Almaması böyle bir sözün olmamasından yoksa Allah'ın kabul etmesinden değil. Yani sonradan çeşitli menfaatlerle ona isnat edilerek uydurulmuş.

Bir de şunu söyleyelim. Hadisleri yazanlar bile diyorlar ki bu zayıf, bu güçlü falan. Neden? Rivayet zincirine bakarak. Demek ki kim olursa olsun Allah tarafından peygamberlik verilmemiş ve korunmayan birilerine şaşmaz, yanılmaz diye güvenmek doğru değil. Çünkü Allah kendi Peygamberi şaştığı zaman bile Kur'an'da hemen ikaz ediyor. Peygamber dışındaki kişiler böyle bir ikaza muhatap değillerse onların doğruluklarını ne ile teyit edeceğiz? Güvenirliği test için şaşmaz ve yanılmaz kime veya hangi kaynağa bakmalı ki bir söz ona mı ait veya değil bilelim.

 Çok basit; Kur'an.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

RUHUN ÜFLENMESİ (RAHMETİN İLHAM EDİLMESİ) NEDİR VE NE ZAMAN OLUR?

9 YAŞINDA EVLİLİK MESELESİ

RUH VE RUH ÜFLEME HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER