KUR’ANA GÖRE REENKARNASYON VARMI?
KUR’ANA GÖRE REENKARNASYON VARMI?
Önce keni çıkarımlarımız;
İnsan oğlu hep uzun yaşamayı arzu
etmiştir. Hatta sonsuz olmayı. Allah içimize bir sonsuzluk arzusu koymuş. Ancak
sanırım yanlış anladık. Bu aslında ahirette vaad edilen sonsuzluğu cennette
yaşayabilmek adına bu dünyada emredilenleri bihakkın yerine getirmek için olsa
gerek.
Farklı kültür ve inançlarda bu
arzu farklı inançlarla yerini bulmuş ki reenkarnasyon bunlardan biridir. Buna
farklı varlıkların manipülasyonu girince gerçeklik gibi algılanmaya başlamış
bence.
Bir insanın intikal ettiği
söylenen ruhu o bedende o insanın nefsi ile bir hayat yaşayacak ve sonra başka
bedende can bulacak sonra tekrar ölecek, tekrar başka bir bedende dirilecek.
Basit bir soru; peki mahşerde hangi bedende dirilme olacak?
Mahşerde bedenen dirilme olurmu
demeyin işte bakın ayet ne diyor?
1- Kendi
yaratılışını unutarak Biz’e bir misal vermeye kalktı. “Bu un ufak olmuş
[remîm] kemikleri kim diriltir?” dedi. Yâsîn Suresi 78
De ki: “Onları ilk kez var eden diriltir. O, her türlü
yaratmayı en iyi bilendir. Yâsîn Suresi 79
Demekki o gün bedenen dirilme
olacak. Çürümüş kemiklerin dirilmesi konu edildiğine göre bedenen bir dirilme
olacak. Bedenler hep dirilecek anlaşılan bu da Ruh hangisinde olacak veya
hangisinin hesabı sorulacak. Bu açıdan her şeyi yaratmaya kadir olan Allah her
bedene bir ruh yaratır ve bu kargaşanın gereği kalmaz sanırım.
Ayrıca tekâmül için bir kişinin
binlerce defa gelmesi Yaradan'ın acizliği olmaz mı? Toplum için bir kişi
defalarca gelmeli ise diğer insanlar gereksiz mi. Herkes mi gelecek, ya da
kimler gelecek. Dayanaksız kabuller, cevapsız sorular oluşturur.
Allah adildir. Birini tekâmül
edene kadar geri gönderirken diğerini tekâmül etmeden bırakmazdı, eğer göndermiş
olsaydı. Bir hayat tekamüle yetmez diyenler için tekâmül ne anlama geliyor
merak ediyorum. Acaba bir şeyin yanlış olduğunu anlayıp onun doğrusunu yapmak
için kaç defa gelmeli.
Ayrıca cehennem varsa ve
tekamülünü tamamlamamış olanlar içinse, reenkarnasyonla tekâmül söz konusu
olduğunda cehenneme kim gidecek?
Mademki yeniden doğuş tekâmül için
şart, yeteri sayıda doğmayanlar bu yüzden cehenneme gidecekse bu haksızlık
olmaz mı?
Ya da herkes tekamül edecekse
cehenneme ne gerek var? Bunu da herkes cehennemini burada yaşar, bahsedilen cehennem
budur gibi ifade ile karşılamaya çalışmak doğru değildir.
‘’………………., yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakının.’’ (Bakara Suresi 24) Derken aslında cehennemin varlığını bize gösteren onlarca
ayetten birine şahit oluyoruz.
‘’İşte bu suçluların [mucrimûn] yalanladıkları cehennemdir.’’
Rahmân Suresi 43 ayeti ile de
suçluların cehennemi yalanlayacaklarını da bize göstererek, cehennem yoktur diyeceklerin
varlığını haber veriyor ve onları yalanlıyor.
Şimdi gelelim gidipte dönen varmı?
Bir çok giden memnun ki yerinden, hiç dönen yok seferinden demiş olsa da şair,
ayetlerden anlıyoruz ki giden herkes memnun olmayacak. Bakalım ayetlere göre dönüş
varmı?
2- Nihayet
onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: “Rabbim beni (dünyaya) geri döndür.”
Mü’minûn Suresi 99
“Terk ettiğim orada/dünyada belki iyi ve yararlı [sâlih]
işler yaparım.” Asla! [kellâ], Bu kendisine ait boş bir lâftır/sözdür [kelime].
Onların arkasında yeniden diriltilecekleri güne kadar (dönmelerine mani) bir
engel [berzah] vardır. (Mü’minûn Suresi 100)
Demek ki orada içine düştüğü durumu
fark ettiklerinde eyvah deyip geri gelip telafi etmek isteyenler olacak, ama
Allah Asla! Diyor. Bu sadece boş bir laftır. O halde bir çok defa gelemekten
bahsedenlerin ifadeleri nedir? Tabi kocaman boş bir laftan başka bir şey
değildir.
Yine mahşerde günahları ile
yüzleşenler kendilerine bu dünyada söylenenlerin gerçekliğini fark etmiş olacaklar
ve orada bir yardımcı arayacaklar ama bu olmayacak. Bu durumda geri dönsek telafi
etsek isteyecekler ama kendilerini zarara sokmuş olacaklar çünkü bu imkansız. Geri
gelebilselerdi onlar kendilerini zarara sokmuşlar değil, hadi gidin düzeltin gelin, yani tekamül
edin gelin denirdi.
Burada zaten her şey açık.
Öldürülen, helak edilen geri gelmeyecek. Belki şu denecek ''ama onlar helak
olmuşlar.'' İyi de demek ki tekamül sorunları vardı. Reenkarnasyon tekamül içinse onların neden bu şansı olmayacak. Bazıları olacak bazılarının bu şansı olmayacaksa
nerde adalet.
5- Muhakkak ki
Allah adaleti, iyiliği, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı/fuhşu,
fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.³¹ Nahl Suresi 90
Böyle emredecek sonra kendi adil
olmayacak bu mümkün mü? Asla ve Haşa…
Bu dünya zamanı bize yeter mi? Bir
seferde tekamül olur mu? O yüzden tekrar tekrar geliyoruz diyenlere, Yüce Allah
Sizi düşünüp öğüt alacak kadar yaşatmadık mı diyor. Demek ki bu hayat bunu
yapmaya yeterli ve bizden istediği de bu. Uyarıcıyı dinle, düşün ve ibret al.
Kendilerine zeval olmadığını
düşünenlere de büyük bir ikaz. Bir fırsat daha diye yalvarırlar. Demekki geri
geliş yokki yalvarıyorlar. Zaten böyle işleyen bir sistem olsa yalvarma olurmu.
Allah sünnetullahını değiştirmez. Ne koyduysa o hep olur. ‘’ Allah’ın
daha önce gelip geçenlere uyguladığı yasası [sunnetullah] budur. Allah’ın
yasasında asla bir değişiklik bulamazsın. Fetih suresi 23.
87. Eğer
doğru söyleyenlerden iseniz onu/canı geri döndürebilir misiniz?
Vâkı’a
Suresi 83-87
İşte bu. Can boğaza
adayanınca artık vakit gelmiştir. Ne olursa olsun dönüş yoktur. Eğer sonrasında
bazılarında bile olsa dönüş olsa bu ayet olmazdı. Çünkü o zaman genele ait olan
bu ifadede çakışma olurdu ki Allahın ayetlerinde çakışma olmaz. ‘’ Kur’an’ı akıl süzgecinden
geçirmiyorlar mı? [yetedebberûn]. Şayet o, Allah’tan başkasının katından
gelmiş olsaydı, onda pek çok çelişki/tutarsızlık bulurlardı.’’ Nisa
suresi 82
Bir de deniliyorki Ruh her bedende
topladığı bilgi ile bir diğer beden geçerek tekamül ediyor. Bu ayetten
anlıyoruz ki böyle bir durum yok. Anne karnından hiçbir şey bilmeden çıkarılıyoruz.
Bu ayete bakarak işte Allah ilk
defa yaratıyor ve sonra devam ediyor yani tekrar tekrar dirilme oluyor
deniliyor. Halbuki burada ayete iyi dikkat edilirse ilk yaratım bu dünyaya
geliş iken ikincisi burada topaldıkları ecrin karşılığını almak üzere bir
yaratımdır. Peki burada her ne yaptıysa karşılığını nerede alacağını ifade
ediyor Yüce Rabbim?
Zilzâl Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Yeryüzü o şiddetli sarsıntıyla
sarsıldığında,
2. Yeryüzü içindeki ağırlıkları dışarıya attığında,
3. İnsan da: “Buna ne oluyor?”
dediğinde,
4. İşte o gün yeryüzü kendi haberlerini anlatır.
5. Çünkü Rabbin ona vahyeder.
6. O gün insanlar, yaptıklarını
görmek için, darmadağın bir hâlde [eştâten] ortaya çıkarlar [yasduru].
7. Artık kim zerre ağırlığınca bir iyilik/hayır işlemişse onu görür.
8. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlemişse onu görür.
Yani kıyamet olur ve her şey biter. Allah herkesi tekrar
dirildir ve hesap görülür. İşte sonraki diriltme bu sebeple olur.
Diyorlar ki burada iki defa
dirilttiği söyleniyor ne diyeceksiniz? Ama sonunda da biz günahlarımızı itiraf
ettik bir çıkış yolu var mıdır denildiğine göre burası tekrar bu dünya değil.
Mahşer. Ve dönüşü soruyorlar ki yukarda olmadığı ifade edildi.
1- Allah’ı
nasıl inkâr edersiniz? Hâlbuki sizler cansızdınız [emvâten], O size hayat
verdi. Sonra sizleri öldürür ve tekrar diriltir. En sonunda O’na
döndürüleceksiniz. Bakara
Suresi 28. Ayet
İnsanın varoluşu topraktan olduğuna göre evvelinin cansız
olması makuldür. Sonra Allah hayat verdi can verdi. Tabii ki bunun sonunda
tekrar ölüm gerçekleşecek ve hesap gününde O bizi yeniden diriltecek. Bu
toprakla başlayan yolculuğun O’nda son bulmasıdır. Burada dünyaya yeniden gelmek
yok. Bir defa ve ilk defa gelişi anlatıyor. Sonraki ise mahşerde.
Bu ayette bahsedilen duruma;
Eğer bir önceki ayetle bağlantılı olarak bakarsak ‘’ Hani
sizler: “Ey Musa! Biz Allah’ı dünya gözüyle açık seçik görmedikçe sana
inanmayacağız” demiştiniz ve çevrenize bakınıp dururken o anda birdenbire size
yıldırım çarpmıştı.’’ Hz Musa ile birlikte olup Allah'ı görmek
isteyenlere Allah'ın göndermiş olduğu Yıldırım'ın çarpması neticesi oluşmuş bir
durumdan sonra onların tekrar hayata kavuşturulması ile ilgilidir.
Burada;
1-
Yıldırım çarptıktan sonra orada kişilerin
bayılması ve neticede tekrar ayılarak hayatlarına devam etmesi durumu söz
konusu olabilir.
2-
Yıldırım çarpması neticesi oradaki kişilerin
ölümü söz konusu olmuşsa, bir mucize olarak bunların tekrar yaratılması ve
Allah'ı görmenin mümkün olmadığının, bunu dilediklerinde başlarına
gelebilecekleri durumun farkına varmaları ve şükretmeleri şekli ile anlaşılmalıdır.
Bir başka bakış açısı da şu olabilir ki Zümer 42. ayette ‘’ Allah,
öleceklerin ölümleri anında canlarını [enfus] alır. Ölmeyeceklerinkini de
uykularında (bırakır). Böylece ölümüne hükmettiği canı tutar, diğerlerini
belirlenen bir süreye kadar salıverir. Muhakkak ki bunda düşünüp öğüt alan bir
kavim için elbette ibretler [âyât] vardır. ‘’ Allah kişilerin
bazılarının ölümleri anında canlarını alırken henüz ölmeyecek olanlarınkini
ise uykularında bıraktığını ifade eder. Yani uyku ölümün küçük kardeşidir diye
ifade edilen anlamda uyku esnasında ölümün provasını yapan ama ölüm anı
gelmemiş olanların uyanarak hayata devam etmeleri ve bunun için de şükretmeleri
gerektiği anlaşılabilir. Yani buradan yine dünya hayatı adına ölüp tekrar
dünyaya gelmek anlaşılmaz.
Burada farklı bir bedende geriye
geliş yok. Yani bir reenkarnasyon durumu söz konusu değil. Allah tarafından
öldürülen kişinin belli bir süre mucizevi olarak sonra aynı bedende tekrar diriltilerek,
ölüleri nasıl dirilteceğine dair bir mucize söz konusudur. Yani hala aynı bedenin içinde. Reenkarnasyonda ise bir farklı bedende gelme vardır.
Böyle spesifik ve bir mucizeyi ortaya koymak için olan bu durumda nasıl genel olarak ruhların geriye başka bedenlerde gönderildiği sonucu çıkartırlar anlamak zor. Oldukça zor ve mantıksız bir yaklaşım söz konusu.
Yine Kehf suresi 19. Ayette örnek
verilen durumda da ashabı kehf kendi bedenlerinde geriye geliyorlar. Farklı bir
bedende değil. ‘’ Durum böyleyken (vakti gelince) onları uyandırdık
[be’asnâ], nihayet (olup biteni) birbirlerine sormaya başladılar. Aralarından
biri, “Ne kadar kaldınız?” dedi. (Bazıları) dediler ki: “Bir gün veya bir
günden az.” Diğerleri de “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi
siz şu gümüş paranızla şehre birini gönderiniz de baksın. Hangi yiyecek daha
temiz (ve leziz) ise ondan size yiyecek getirsin. Ayrıca hassas/dikkatli
davransın da sizi/yerinizi kimseye fark ettirmesin” dediler.
- O; size hayat veren, sonra öldürecek, sonra da (yeniden) hayata döndürecek [yuhyîkum] olandır. Muhakkak ki insan çok nankördür. Hac 66
Burada ilk hayat verildikten sonra
bir ölümden bahsediliyor ki bu dünyayı terk etmektir. Ondan sonra basedilen
tekrar hayat verme var. Bu hayat verme canlandırma, diriltme demektir ki zaten
hesap gününde herkesin bedenen diriltileceğini daha önce yazmıştık. Bunun
dışında devam eden bir diriltme söz konusu değildir.
Burada bahsedilen tekrar eden
ifadesi veya sürdüren ifadesi reenkarnasyona inananları oldukça sevindiriyor olsa
da yukarıdan bu yana ifadesini bulan tüm ayetlere ters bir durumun olamayacağı,
kur’an’da çelişki olmayacağına inanan herkes için nettir.
Peki burada ne var?
1- Hep
dediğimiz gibi ilk yaratımdan sonra, ahirette de olacak olan diriltme dikkate
alındığında aslında buradan devamlılık anlaşılıyor.
2- Veya
ayetin devamında göklerde ve yerde olan misallere dikkat çekildiğine göre bu
yaratım her daim ve her mevsimde olagelen yeniliklerdir. Kışın kuruyan doğanın
baharda yeşermesi bir yaratım değil midir? Her mevsimin özelliğine göre ortaya
çıkan durumlar daimî bir yaratım değil midir.?
Olay budur ve buradan ruhların beden beden gezmesi çıkmaz
çıkamaz. Zorlamaya hiç gerek yoktur.
Saygılar……
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim. En kısa zamanda değerlendirilecektir.